Kasım ayı KOAH hastalarının adeta kabusudur. Çünkü KOAH hastaları atak dönemleri nedeniyle en zor günlerini yaşamaya başlarlar. Hastanelerin yoğun bakımları nefes darlığı çeken hastayla dolmaya başlar. Kasım ayından itibaren alevlenen KOAH, artık hastaların kâbusu olmaktan çıksın istiyoruz. 20 KASIM Dünya KOAH günü nedeniyle açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yalçın Karakoca, kendi buluşu olan ve Dünya Tıp Literatürüne giren tedavi yöntemiyle, KOAH’ın hastalar için bir kâbus olmaktan çıkabileceğini söyledi. Geliştirdiği Karakoca Rezektör Balon yöntemiyle KOAH hastalarına umut olan Prof. Dr Yalçın Karakoca, bugüne kadar birçok hastayı tedavi etti.
KOAH, nefes alıp vermede zorluk çekilen, kalıcı nefes darlığı belirtileri olan ancak tedavi edilebilir bir akciğer hastalığıdır. Türkiye’de 40 yaş üstü 5 kişiden birinde bu hastalık vardır. KOAH yılda yaklaşık 8 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır. Yarısı sigara içimine bağlı olan ölümlerin yarısı da özellikle kırsal alanlarda organik yakıtların bacasız ortamda ev içinde yakılmasına bağlıdır. Tüm dünyada 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, dünyadaki yetişkin nüfusun onda birini etkilemektedir. Kendi buluşu olan ve Dünya Tıp Literatürüne “Karakoca Rezektor Ballon” adıyla giren Rezektör Balon yöntemiyle hastaların yaşam kalitelerini olumsuz etkileyen ve 3.ölüm sebebi KOAH hastalığını büyük oranda tedavi etmeyi başardıklarını ifade eden Karakoca, “Kalıcı bronş açıklığı sağlandığında hastalar 20,30 yıl geriye dönmekte ve hastaların çoğu gençleştiklerini ifade etmektedir. Bronşlar temizlenirken akciğer kanserine yakalanma ihtimalleri de minimum düzeye inmektedir” diyor.
Akciğer Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yalçın Karakoca, ölümcül boyutlara varabilen KOAH hastalığına ilişkin bilgiler verdi. 2006 yılında geliştirip patentini aldığı Karakoca Rezektör Balon uygulamasıyla bugüne kadar pek çok hastasını tedavi eden Karakoca, buluşuyla 2007 yılında Japonya’da Dünya Bronkoloji Kongresinde ödül almaya hak kazandı.
KOAH en çok sigara içenleri tehdit ediyor. KOAH hastalığıyla dünyanın her yerinde mücadele eden hastalar olduğunu belirten Prof. Dr. Yalçın Karakoca, “KOAH hastalığı tüm dünyada üçüncü sırada ölüme yol açan ağır bir hastalık. KOAH 4 evrede olan bir hastalık. Ağır ve çok ağır olanlar hastaneyi ziyaret etmek zorunda olan hastalardır. Bu hastaların tamamına yakını ağır sigara içicileridir. Uzun yıllar sigara tüketmişlerdir. KOAH hastalığı tüm dünyada en fazla kaynak ayrılan hastalıkların başında gelir. Dünyada 600 milyona yakın KOAH hastası var. Her sigara içenden 10 tanesinden biri KOAH hastalığından dolayı hayatını kaybediyor. Her yıl milyonlarca insan hayatını kaybediyor. Bu hastaların en büyük özelliği ani bir ölümle karşılaşmadan yıllarca süren bir hastalığın sonunda ölüme kadar gitmesi. Yani bu hastalar yıllarca hastane yoğun bakım, tekrar iyileşme, tekrar kötüleşme, oksijen kullanma, yardıma muhtaç olma gibi durumlardan geçtikten sonra hayatını kaybediyorlar” şeklinde konuştu.
Karakoca Rezektör Balon tedavisinin ardından hastaların ilaçlardan daha çok fayda gördüğünü söyleyen Karakoca, “Benim geliştirdiğim tedavi yöntemi ile hastalar ilaçlardan çok fazla fayda görebilecek noktaya geliyorlar. Burada ilaçlardan kesilmek, kurtulmak söz konusu olmadığı gibi ilaçların etkinliğinin arttığını ve hastaların rahatladıklarını görmekteyiz. Bronş tıkanıklığını açarsanız çok daha rahat nefes alır hasta. İlaçtan çok daha fazla istifade edecek noktaya gelirler. Patenti bana ait tedavi yöntemi ile bronş içini döşeyen hücrelerin meydana getirdiği tıkanıklığı ortadan kaldırıyoruz. Bu bir saatlik bir operasyonla mümkün. Bronş tıkanıklığını açmak ve açılan yerlerde kalıcı bir çözüm sağlamak mümkün. Bizim tedavi yaptığımız kronik bronşitli ve miks koah hastalardır. Kalıcı bronş açıklığı sağlandığında hastalar 20-30 yıl geriye dönmekte. Hastaların akciğerleri daha fazla kanı oksijen ile buluşturduğunda hastaların oksijensizlik nedeniyle yaşadığı sıkıntılarında büyük oranda düzeldiğini görüyoruz. Bronşlar temizlenirken akciğer kanserine yakalanma ihtimalleri de minimum düzeye inmektedir” tedavisi maalesef sağlanamayan akciğer kanseri hastalığını ortaya çıkmadan önlemek mümkün olabilecektir. Bazı yöntemler akciğer kanserine giden kanser öncülü hücreleri temizlemek ve akciğer kanserini ortaya çıkmadan tedavi etmek için eskiden beri bilinmektedir. Kadınlarda rahim ağızı kanserini bu duruma benzer bir örnek olarak söyleyebilirim” diye konuştu.
Özellikle kış aylarında biz buna yaprak dökümü ayları deriz. KOAH hastaları yoğun bakımları doldurur. Bizim hastalarımız tedavi olduktan sonra büyük bir oranda akut alevlenmelerden korunmuş olmaktadır. Akciğerin geri kalan kısmında çok ciddi hasar yoksa bu hastalar gençleşiyor diyebiliriz. Bizim tedavi ettiğimiz hastaların yüzde 98’ınde tedavi başarısı elde ettiğimizi söyleyebilirim. Başarılı olunamayan yüzde ikilik kısımda ise genellikle ağır kalp hastalığı ön planda olan hastalardır.
KOAH erken yaşta başlayabilir ve genç bireyleri de etkileyebilir. KOAH öncesi koşulların farkına varılması, önlenmesi, hasta olanların erken teşhisi ve uygun tedavi yaklaşımları önemlidir. KOAH’da en sık görülen yakınmalar; öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissidir. Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. KOAH’ın tanısı, sağlık kurumlarında basit bir test olan “nefes ölçüm testi” (solunum fonksiyon testi) ile kolayca konulabilir. Tanının doğrulanması için solunum fonksiyon testi kullanılarak hava akımında azalmaya yol açan tıkanıklığın belirlenmesi esastır. Solunum fonksiyonlarında kısıtlanma olan hastaların akciğer tomografilerini gördükten sonra tedaviye karar verebiliriz.
Yorum yapın!